Merhaba arkadaşlar bu dersimizde sizlere yeni bir formülü verdiğimiz testler ile öğretmeyi amaçlıyoruz testimizin asıl amacı fikir bulma konusunda stresten uzak bir şekilde nasıl daha iyi sonuçlar elde edebileceğinizi görmeniz ve bu doğrultuda daha parlar fikirler ve daha iyi çıkış yolu bulmanızı sağlamaktır. Öncelikle stresten uzak olmanız kesinlikle şarttır zaten testimizin ana kuralı budur. Testlerimizi stabil halde kalmadan sürekli değişim gösterecek ve yeni formüller eklenecektir hadi sende bize katılabilirsin.
Beyin Fırtınası (brainstorming) kavramı, 1953 yılında reklam yöneticisi Alex Osborn’ün “Applied Imagination (Yaratıcı Hayal Gücü)” adlı kitabında yer almasıyla yaratıcı düşünme teknikleri arasına dahil olmuştur.
Beyin fırtınasında amaç, grubun belirli bir konudaki çözüm arayışında tartışma ortamı yaratarak yaratıcılığı arttırmaktır. Gruptaki her bireyin özgürce fikrini paylaştığı, mantıklı/mantıksız yargıların olmadığı bir ortam sağlanarak fikirler paylaşılır. Bu yönteme ilişkin dört temel kural vardır;
· Eleştiri, yargılama yoktur. Bu durumun sağlanması için oturumun başında fikirlere ilişkin yorumlar yapılmaz.
· Fikir üretmek serbest. Ne kadar çok uçuk fikir olursa o kadar iyi yaklaşımı vardır. Mantıklı/mantıksız endişesi olmamalı.
1. Aşama: Empati. Birçok alanda olduğu gibi bu düşünme yönteminde de empati kurmak temel ilkelerden biri. Empati kurmak kendi bakış açınızı, varsayımlarınızı bir kenara bırakmaya, kullanıcılara ve onların ihtiyaçlarına odaklanmanıza olanak sağlayacaktır.
2. Aşama: Tanımlama. Fırsat ya da problemi tanımlamak. Empati aşamasında ortaya çıkan bütün fikir ve problemleri insan merkezli olarak tanımlama süreci olarak düşünülebilir. İhtiyaçları görmemize olanak sağlar.
3. Aşama: Fikir üretmek/geliştirmek. Bu aşamada mümkün olduğunca yenilikçi fikir üretmeye odaklanılır. Kullanıcıların ya da bireyin ihtiyacına yönelik çözümler üretilir. Yenilikçi fikir üretmek için “brainstorming” gibi teknikler kullanılabilir.
4. Aşama: Modelleme / prototip. İlk 3 aşamada elde edilen problemin çözümüne yönelik minimum eforla kullanıcıların testine sunabileceğiniz bir prototip yapılır. Ürünün en belirgin fonksiyonlarını kapsayan, hızlı bir şekilde değiştirilmeye uygun bir yapıda tasarlanmalı.
5. Aşama: Test etme. Geliştirilen prototip üzerinden kullanıcılardan geri bildirim alınır. Beğenilen beğenilmeyen yorumlar alınıp ilgili aksiyonlar alınır. Burada seçilecek test kullanıcı kitlesi önemli. Ürünü hizmetine sunduğunuz kitle üzerinde çalışma yapılmalı.
6. Aşama: Değerlendirme / yayınlama. Kullanıcılardan alınan geri bildirimler doğrultusunda ürün/proje yenilenir. Nihai ürünün ortaya çıkması için tekrar bu döngüye dahil edilir. Ürün hayata geçirilir.
Şu ana kadar incelediğim birçok düşünme tekniği, özellikle de yaratıcı çözüm bulma noktalarında, akışı bireyden çıkarıp bir ekip olarak hareket etmeye yönlendiriyor. Farklı bakış açılarının sağlayacağı avantajlar her yaklaşımda ortaya çıkıyor.
Düşünme teknikleri sadece yukarıda paylaştıklarım ile sınırlı değil tabii. Kuantum tekniği, yanal düşünme tekniği, ikili çağrıştırma tekniği gibi birçok yöntem daha bulunmakta. Paylaşmaya çalıştıklarım özellikle son dönemlerde çok fazla maruz kaldığımız yöntemler olduğu için önceliklendirdim.
Son olarak, bu yazıya başlamadan önce asıl yazmak istediğim konu empati olmasına rağmen bir düşünme yöntemi olarak ele almak istemedim. Empati, bir duygu biçimi mi yoksa düşünme yöntemi olarak mı konumlandırılmalı bilmiyorum ancak gözüken o ki düşünme tekniklerinin temelinde konumlandırılan bir “kavram” olarak karşımıza çıkıyor. Hem farklı bakış açılarına sahip olmak hem de karşımızdakini anlayabilmek adına empati yapmayı öğrenmek düşünce tekniklerini uyarlama sürecini kolaylaştıracaktır.
Albert Einstein’dan alıntı yaparak yazımı sonlandırıyorum; “Hayal gücü bilgiden daha önemlidir. Çünkü bilgi sınırlıyken hayal gücü tüm dünyayı sarmalar.