Projelerin başlangıç noktası hep mevcuttaki sorun olup, bu sorunların uluslararası kılavuzlar olan Frascati ve Oslo’ya göre çözüm önerilerinin araştırılmasında yenilik, yaratıcılık, belirsizlik, sistematik ve tekrar üretebilirlik kriterlerini dikkate alarak çalışmalar yapıyorum. Bu kriterler arasında özellikle dikkatimi çeken sorunu giderici, yenilikçi unsurlara ulaşmada gerekli olan yaratıcılık unsurudur. Bunun için çalışmalarımda hayal gücünün önemini kavrayıp, yaratıcılık tasarımının oluşumunda içimizdeki “İçsel Varlığımızın” dan gelen sese kulak vermem gerektiğini anladım. Yaratıcılık sadece veri analizleriyle gerçekleşmiyor. Nitekim Popper’e yazdığı mektupta Einstein kuramların, gözlem verilerinden imal edilemeyeceğini ancak icat edilebileceğini söylüyor. İşte buradaki icat kavramında İçsel Varlığın önemini çalışmalarımda deneyimledim.
Çalışmalarım esnasında bilinçli beynimdeki düşüncelerle oluşturduğum fikir ve bakış açılarının aynı anda eş zamanlı olarak İçsel Varlığımdaki her şeyi en iyi bilen Yüce Varlık’ın fikir ve bakış açısı geliştirdiğini algılayarak, bilinç altımdaki bu bilginin bilincime taşınması için sürekli tetikte ve uyanık olmam gerektiğini anladım. Şunu da anladım ki içimiz her şeyi bizden daha iyi bilmektedir.
"Mevcut sıkıntı ve sorunlarımızın çözüm anahtarı dışarıda değil, içimizde» isimli çalışmamda Viyana'daki doktoramdan günümüze dek elde ettiğim bilgi ve deneyimlerle huzurlu, sağlıklı ve başarılı olmanın formülünü ifade etmeye çalıştım.
Bilim ile din bilgilerini ortak bir düzeyde buluşturarak elde edilecek fikir ve bakış açılarının mevcut sorunlarımızın tespitinde ve çözümünde doğru yol olacağı düşüncesi bilinçli zihnimde sürekli yer almıştır.
Bir bilim adamı olarak bilim ve dini bilgileri bir araya getirerek elde edilecek fikir ve bakış açısının sorunları doğru tespitte ve çözümünde daha başarılı olduğuna inanıyorum.